İklim Krizi ve Yaban Hayatı

Son yıllarda güncel çevre problemleri ile ilgili en sık duyduğumuz terimler neler? Özellikle yaz mevsimlerinde küresel ısınma, iklim değişikliği ve sıcaklık artışı söylemlerini çok duyar olduk. İster politikacı olsun ister sade vatandaş fark etmiyor, artık bu terimler çok rahat biçimde günlük konuşma diline yerleşti. Peki, bu kadar sık kullandığımız kelimelerin anlamlarını tam olarak biliyor muyuz? Orası biraz karışık. İlk olarak bu söylemleri neden sık duyar olduk? Kim ya da kimler başımıza birdenbire iklim krizi diye bir sorunu musallat etti?

Fotoğraf – Gökçe Coşkun

Aslına bakarsanız iklim krizinin baş aktörü biz insanlarız. Dünya’da modern insan 200.000 yıldır, tarım yapan modern insanlar ise 12.000 yıldır var. Tarım yapmaya başlamamızın nedeni ise nüfusun artması ve ihtiyaçları daha seri şekilde karşılamaktı. Bu durum 18.yy’a kadar devam etti ama artan nüfus ve taleplere tarım cevap veremez hale geldi. Bu ihtiyaçları karşılamak için yeni yönelimlere gidildi ve Sanayi Devrimi yaşandı. Bu devrim ile teknoloji gelişti, üretim ve kaynak kullanımı arttı. Sanayi devrimi ile önce bir bolluk yaşandı ancak kaynağa olan ihtiyaç sömürü düzenin artmasına neden oldu. Artık bu döngüde kaynak temini için ne doğa ne de insan önemliydi. Tek bir dert vardı “üretim”. Sanayi devrimi sırasında doğa geri getirilemez düzeyde zarar görmeye başladı. Hem habitat kaybı yaşanıyor hem de fabrika atıkları atmosfere ve yaban hayatına zarar veriyordu. Bu zararlar doğanın içindeki işleyişleri değiştirmeye başladı. Doğa dediğimiz kavramı basitçe canlı ve cansız tüm unsurların birlikte olduğu, farklı etkilerin uyum içinde bulunduğu bir yapı olarak düşünebiliriz. Ancak bu yapı bir günde meydana gelen değişimlerle şekillenmemekte, binlerce yıllık değişimlerle ve bunlara binlerce yıllık cevapla şekillenir. Daha iyi anlamak için 65 milyar yıl önceye gidip, göktaşı çarpmasından günümüze kadar olan değişimleri düşünebiliriz. Göktaşı çarpması Dünya üzerinde çok önemli değişimlere neden oldu. Zamanla sıcaklıklar, kara kütlesi ve oksijen seviyeleri değişti. Bu değişimler milyonlarca yıl aldı. İlk canlının oluşumu gelişimi uzun süreli değişim ile canlılar sudan karaya geçti. Bu değişimlerle kara kütlesi üzerinde yaşayan canlılar da değişti. Hatta o milyarlarca yıllık değişimler hala günümüzde küçük küçük devam etmekte.

Fotoğraf – Gökçe Coşkun

Bu kadar şeyi neden anlattım?

Milyarlarca yıllık bir süreçte meydana gelen değişimleri bizler insan etkisiyle yüz yıllar içinde yaşamaya başladık. Hem de bu değişimler doğal süreçlerin dışında gerçekleşiyor. Sanayi devrimi ile üst seviyeye çıkan bu değişimler küresel düzeyde doğanın koşullarını değiştiriyor. Sera gazı salınımları ve ozon tabakasının zarar görmesi sıcaklığın çok hızlı artışına sebep oldu. Sanayi devrimi ile bu sıcaklık artışı hızlı bir çıkış yapsa da insanlar bunun sonuçlarını yeni yeni anlıyor. İklim değişikliğinin etkilerini ilk olarak yaban hayatında görmeye başladık. Tabi bu etkiler direkt olarak sıcaklıkla bağlantılı olarak görülmese de habitat kayıpları ve iklim değişimi birlikte yaban hayatına birçok zarar verdi. 1992-2015 yılları arasında Dünya kara kütlesinin %22’si insan tarafından değiştirildi. Kaybedilen doğal alanlar iklim krizinin artmasına ve katlanarak etkilerinin bize ve doğaya dönmesine sebep oldu. Şunu unutmamız gerekiyor. Biz ve doğa ayrı değiliz. Sokağınızda yaşayan bir kuş kendisi için yaşam alanı bulamayıp orayı terk ettiğinde, bundan sizde etkileniyorsunuz. Ama bu etkiyi direkt olarak göremediğiniz için üzerinde düşünmüyorsunuz. Bu nedenle senelerdir yaban hayatının gördüğü zararlar görmezden gelindi. Gözlemlenebilenler ise dramatize edilerek temelinden saptırıldı. Parçalanmış bir buz kütlesi üstünde kalan kutup ayısını gördüğümüzde insani duygular ile ağladık, ama o zaman gerçeği daha doğrusu işin aslını göremedik. Şimdi ise o buz kütlesi üzerinde biz varız. Yavaş yavaş buz çatlıyor ve ana kütleden ayrılıyor. Artık iklim krizinin etkilerini direkt olarak üzerimizde göremeye başladık ve panik olmamızın sebebi bu.

Fotoğraf – Gökçe Coşkun
Fotoğraf – Gökçe Coşkun