Afyonkarahisar Veteriner Hekimleri Odası 28. Olağan Genel Kurulu’nda açılış konuşmasını yapan 27. Dönem Başkanı ve 28. Dönem için güven tazeleyen M. Nevzat Algan, meslek odalarının da içinde bulunduğu kamu kurumu niteliğindeki odaların kuruluş felsefesinden, hukuksal dayanağından, görevlerinden ve tarihsel süreçten kısaca bahsetti. Konuşmasından kısa kesitler şu şekilde;
“Oda teşkilatlanmaları Ahilik geleneğinden geliyor.”
Anadolu Selçuklu Devletini yeniden yapılandırma maksadıyla devletin bir unsuru olarak, yaklaşık 1300 yıl önce kurulan, Ahi Evran ismi ile müsemma Hoca Nasreddin’in öncülerinden olduğu Ahilik geleneğinin gelişmesiyle 15. yy. da Lonca teşkilatları kurulmuştur.
Devlet-i Aliyye loncaları yöneticilerini kendileri seçmekte ve iç işleyiş kurallarını da kendileri saptamaktaydı. Bununla birlikte devletin koyduğu kalite standartlarına ve fiyatlara da uymak zorundaydılar.
1800’lü yıllara gelindiğinde, diplomalı ya da başka bir ifade ile akademik eğitim sonrası yapılabilen mesleklerin oluşmasıyla birlikte oda yapılaşmasına gidilmiş, Bu çerçevede Devlet-i Aliyye de 1879 yılında ilk Sanayi Odası kurulmuştur.
Cumhuriyet’in ilanından sonra ise Meslek Odası yapılanması desteklenmiş ve çeşitli düzenlemeler yapılmıştır.
“Veteriner Hekim Odaları STK değildir. Odaların ve üst kuruluş organlarının seçimlerinde siyasî partilerin aday gösteremeyeceği kesin olarak hüküm altına alınmıştır.”
Kamuoyunda yanlış ve yaygın şekilde Sivil Toplum Kuruluşu olarak kabul edilen ve bilinen meslek odaları ve bunlardan biri olan Veteriner Hekimleri Odası STK değildir.
Demokrasinin önemli bir unsuru olan STK’lar, kamu kurumları dışında kalan ve bunlardan bağımsız olan, politik, sosyal, kültürel ve hukuki amaçları doğrultusunda lobi çalışmaları yapan, ikna ve eylemlerde bulunan, yalnızca gönüllülük esası ile üye olunabilen kuruluşlardır.
Veteriner hekimleri odaları ise kamu kurumu niteliğine sahiptir. STK’larda olduğunun aksine kamu çalışanları istisna olmak üzere mesleği icra etmek için odaya üyelik zorunludur.
T.C. Anayasası’nda Cumhuriyetin Temel Organları Başlıklı 3, Kısım 2. Bölümünde Yürütme Yani İdare Organlarından bahsedilmiştir.
Bu bölümde Kamu Kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının çerçevesi 135, madde ile hüküm altına alınmıştır. Ayrıca; meslek kuruluşlarının, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamayacakları, Odaların ve üst kuruluş organlarının seçimlerinde siyasî partilerin aday gösteremeyeceği kesin olarak hüküm altına alınmıştır.
“Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları Yasa İle Kurulur.”
Bizim Odamız da 1954 yılında yürürlüğe giren 6343 Sayılı Veteriner Hekimliği Mesleğinin İcrasına, Türk Veteriner Hekimleri Birliği İle Odalarının Teşekkül Tarzına Ve Göreceği İşlere Dair Kanunla. 1968 yılında bölge odası olarak kurulmuştur. Kamu çalışanlarının çok küçük bir bölümü üye olduğu halde üye sayımız 510’u geçmiş durumdadır.
Meslek odalarında üyelerin tamamı doğal delegedir. Veteriner Hekimleri odalarının çatı kuruluşu olan Ankara Merkezli T.V.H.B. Merkez Konseyi seçimlerinde ise Odaların üye sayıları oranında seçilen delegeler oy kullanma hakkına sahiptir.
Odalar, Siyasi Partilerden ve iktidarlardan bağımsız olarak görevlerini yaparlar. Mesleki bilimsel ve ahlaki değerleri ön planda tutarak Ülke menfaatlerine hizmet etmeyi hedefleyen Meslek Odalarının İdari özerkliğini koruyabilmesi için mali olarak da bağımsız olması şarttır.
“Çoğu zaman örtülü hatta bazen, açık kabul edilebilecek bir şekilde aday gösterdiklerini bilmekle birlikte, gerçekte Anayasal olarak Siyasi partiler, meslek kuruluşlarının seçimlerinde aday gösteremezler.”
Anayasanın 135.maddesi ile hüküm altına alınmış bu husus, Meslek Odasının asli görevlerini yerine getirebilmesi için vazgeçilmezdir. Mesleğini yapabilmek için zorunlu olarak üyelik şartı olan bir Meslek Odasının Yönetim ve Oda organlarının Siyasi partilerce doğrudan veya dolaylı olarak yönlendirilmesi ve baskı altına alınması Odaların kuruluş felsefesine ve Anayasaya aykırıdır.
“Odaların gereksiz olduğunu söyleyen kişiler, cesur adımlar atmaktan imtina eden kişilerdir.”
Son zamanlarda özellikle, sosyal medya mecrasında ve bazen yıllarca oda yöneticiliği yapmış meslektaşlar tarafından sıkça söylenen ve savunulan “odaların hiçbir yetkisi yok’’ odalar, politikaya atılmak için ilk basamaktır, “odalar gereksizdir’’ “üyelerinden para almaktan başka bir işlevi yoktur’’ sözleri şahsi menfaatleri ön planda tutan, inanç ve ilkeleri doğrultusunda cesur adımlar atmaktan imtina eden kişilerin sözleridir.