Belediye Veteriner Hekimler Derneği’nin basın açıklamasıdır.
Ülkemizde üstlendiği misyonu; gerek STK’lar içinde, gerekse münferit olarak, veteriner hekimlerle dayanışma içinde, hayvan sağlığı ve refahını, çevre ve halk sağlığını, toplum güvenliğini de düşünerek yerine getirmeye çalışan, bir çok hayvan severimiz olduğunu biliyoruz. Onlar genel olarak yaptıklarını reklam etmeyen, bilinçli, entelektüel ve güzel ahlaklı insanlar olarak, hatta zaman zaman da diğer kesimlerce hakaretlere maruz kalarak, sağlam adımlarla yürüyorlar. Onları sadece bizler tanıyoruz. Kendilerine; bizlere yardımcı oldukları için teşekkür ederiz. Bu noktadan sonraki kısımlar için sizleri tenzih ederek devam etmek istiyoruz.
Popülist akımları takip ederek gündemde yer tutmaya çalışan bir vatandaşın sahne şovundan görüntüleri, sosyal medya üzerinde üzülerek izlemiş bulunmaktayız. Tamamıyla gerçeklerden uzak ve hayal ürünü söylemlerde, sokak hayvanlarının son zamanlarda canavarlaştırıldığı iddia edilmiştir. Tahminimiz son yıllarda köpeklerin neden olduğu (sadece 2022 yılında 32 kişi) ölümler üzerine halktan gelen haklı tepkileri abartarak dile getirmiş olduğudur. Ayrıca son zamanlarda bir çok kez dile getirilen “tüm sahipsiz hayvanların rehabilite edildikten sonra alındığı yere bırakılma zorunluluğu” ve “barınak” kurmanın yasalarda yerinin olmadığı söylemleri de makul söylemler değildir.
Canavar kelime olarak masallarda geçen korkutucu varlık olsa da halk arasında kurtlar için karşılık bulmaktadır. Keza canavar sadece kurt için kullanılmamış, halkın canına ve malına kasteden diğer leopar, kaplan gibi hayvanlar içinde kullanılmıştır. Kanunlarımızda yer alan “canavarca his” tanımı ise “Kişinin acıma hissi olmaksızın bir başkasını öldürmesi hâli” olarak açıklanmaktadır. Dolayısıyla köpeklerin neden olduğu ölüm ve yaralanmaları “canavar veya canavarca” diye tanımlamak yanlış bir tabir olmaz. Ancak kasıtlı olarak düşmanlık yaratacak nitelemelerden uzak durmanın daha etik olacağı kanaatinde olup, bu gibi kelimelerin kullanılmaması gerektiğini düşünüyoruz.
Diğer yandan, kanunlarımızda var olan olguları “yokmuş” gibi dile getirmek ancak, toplumu yanlış bilgilendirme, aldatma veya cahillik nedeniyle söylenebilir. “Barınak” mevzuatta yeri olan bir tabirdir. Hayvanları Koruma Kanunundan 45 gün sonra kabul edilen, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, Madde 7- m) “Büyükşehir’in bütünlüğüne hizmet eden sosyal donatılar, bölge parkları, hayvanat bahçeleri, HAYVAN BARINAKLARI, ……… ve benzeri yerleri yapmak, yaptırmak, işletmek veya işlettirmek;” diye alenen belirtir. Yani iddia edildiğinin aksine kanunlarımızda “barınak” diye bir tabir bulunmaktadır.
5199 sayılı kanunun 6 maddesinin dördüncü paragrafı; “……. Müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır” derken , aynı zamanda 4.maddesi “g) Hayvanların korunması ve rahat yaşamalarının sağlanmasında; insanlarla diğer hayvanların hijyen, sağlık ve güvenlikleri de dikkate alınmalıdır” denmektedir. Bu bolum ilkeler kısmında yer alır ve 4/g maddesi yok sayılarak 6 madde sürekli dile getirilmektedir. Oysa kanun ilkelere bağlı kalmak koşuluyla, rehabilite edip sokağa bırakılmasını emreder. İddia edildiği gibi her köpek için değil, topluma zarar vermeyecek köpekler için alındığı yere bırakılmasını kasteder. Bu ilkeye uymayan hayvanlar sokağa bırakılamazlar. Tedbir olarak üç alternatif mevcuttur. Ya barınağa göndermek, ötenazi uygulamak yada sahiplendirmektir.
Geçmişten günümüze değin köpekler vukuatlara neden olmuştur. Dönem dönem hayırsız ada yada itlaf ekipleri gibi farklı önlemlere başvurulmasından, Ömer Seyfettin gibi yazarların eserlerinden (Kuduz adlı hikayesi) bunu anlıyoruz. Maalesef uzun yıllardır popülist kişiler tarafından bu tür yanlış algılar, yetkililere ve halka kabul ettirilmiş, sonucunda ise köpeklerden kaynaklı ölüm ve yaralanmalar çığ gibi artmıştır. Evet bir çok belediyenin görevini yapmadığı doğrudur. Yapmak isteyen belediyelerin önündeki en büyük engelde, böyle cahillik veya kasten yanlış algı yaratan popülist kişilerin söylemleri olmuştur.
Bugün geldiğimiz noktada köpeklerin sokaklarda sınırsızca özgür yaşamasını istemek sadece bir şeye hizmet eder. İnsanların ciddi zararlar görmesine, hatta ölmelerine neden olur. Kamu otoritesi bu tür yanlış bilgilendirme yapan kişiler için de acil bir çözüm üretmek zorundadır. Çünkü yanlış algı yaratan kesim; yürürlükteki mevzuata uygun çözümler getirmeye çalışan veteriner hekimlerin üzerinde siyasi mobbing , mahalle baskısı, tehdit, karalama gibi enstrümanları kullanarak görevlerini layıkıyla yapmalarını da engellemektedirler. Bu çabaların sonuçları da ortadadır. Toplumun her kesimini konu hakkında duyarlı olmaya davet ediyoruz.