3 Mart Dünya Yaban Hayatı Günü, 2013 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından, Dünya’daki vahşi hayvanları ve bitkileri tanımak, yabani flora ve faunanın oluşturduğu doğal güzellikleri, çeşitliliği ve faydaları kutlamak, ayrıca bunları korumanın önemi hakkında farkındalık yaratmak amacıyla oluşturulan ve o zamandan beri çeşitli etkinlikler ile kutlanılan bir gündür. Bu önemli günün 3 Mart’ta kutlanmasının nedeni ise, 3 Mart 1973 tarihinde Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme’nin (CITES) imzalanmasının yıldönümü olmasıdır.
Her sene, Dünya Yaban Hayatı Günü için farklı bir tema seçilmektedir. 2023 yılı için bu günün teması olarak “Yaban Hayatını Korumak İçin Ortaklıklar” seçilmiştir. Ayrıca bu yılki etkinlik CITES’in 50. yıl kutlamalarına denk gelmesi nedeniyle özel bir kutlamadır.
Bu yılın temasına geri dönecek olursak, bu tema kapsamında 3 Mart iki alt temaya odaklanmaktadır:
• Deniz yaşamı ve okyanuslar: Gezegenimizin yaklaşık %70’i sularla kaplıdır ve bu nedenle denizlerin korunmasının etkisi inanılmaz derecede önemlidir.
• İş ve finans: Koruma çabaları finanse edilmeli ve bu, iş dünyası ile ortaklaşa yapılmalıdır. Biyoçeşitlilik kaybını tersine çevirmek istiyorsak, koruma ortaklıklarına başarılı bir şekilde işletmeleri dahil etmenin yolları bulunmalıdır.
Dünya Yaban Hayatı Günü, dünyamıza ve onu paylaştığımız canlılara karşı sorumluluklarımızı hatırlama günüdür.
Bugün gezegenimizin biyoçeşitliliği pek çok tehlikeyle karşı karşıyadır. Bir milyon hayvan ve bitki türü şu anda yok olma tehlikesi altındadır, bu da hem insanlar hem de Dünya’daki yaşamın geri kalanı için ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Türlerin zenginliği ve tüm canlılar arasındaki etkileşimler, burayı yaşanabilir bir gezegen yapan şeydir. Eğer bu zenginliği kaybedersek, sadece bir uygarlık olarak değil, bir tür olarak kendi varlığımız da risk altına girmiş olur.
Gezegenimizde yaşamı mümkün kılan, bu zengin çeşitlilik ve tüm farklı yaşam biçimleri arasındaki hassas dengedir. Tüm temel ihtiyaçlarımız ve ruh sağlığımız için biyosferin tüm unsurlarına bağımlıyız: soluduğumuz hava, içtiğimiz su, yediğimiz yiyecek ve hayatımızı yaşamak için ihtiyaç duyduğumuz şeyleri yapmak için kullandığımız enerji ve malzemeler. Her tür eşit derecede önemlidir. Ayrıca doğa, kültürümüzü ve tarihimizi oluşturan bir temel taştır. Bunların hepsinden dolayı, yaban hayatın korunması dünyadaki tüm milletler ve insanlar için önemli bir konu olmalıdır.
Yaban hayatı, her biri ekosistemler içinde oynayacak belirli bir role sahip olan hayvanlar alemini, bitkileri, mantarları ve mikroskobik varlıkları kapsar. Bu ekosistemlerde:
- Kaynakların aşırı kullanımı,
- Yasa dışı avlanma, aşırı avlanma ve vahşi yaşam kaçakçılığı,
- Yaban hayatı habitatlarının bozulması, parçalanması ve yok edilmesi,
- Tarımsal sınırların büyümesi ve arazi kullanımında değişiklikler,
- İklim değişikliği,
- Sera emisyonları,
- Doğal kaynakların sömürülmesi,
- Ağaçların gelişigüzel kesilmesi,
- Ekosistemlerin yok olması,
- Kimyasallar, tarım ilaçları ve çevre kirliliği,
- İstilacı türlerin orijinal coğrafi dağılımları dışındaki habitatlarda çoğalması
gibi çoğunlukla insan faaliyetlerinin neden olduğu ani değişiklikler, küresel doğal düzende bir dengesizlik yaratır, bunun sonucunda ise orta ila uzun vadede hayvan ve insan yaşamının devamlılığı tehlikeye girmektedir.
Dünyanın biyosferinin sağlıklı kalmasını sağlamak kadar önemli çok az şey vardır, ne zamanki bir bitki ya da hayvanı kaybettiğimizde, bir hastalığın tedavisiyle mi yoksa yeni bir tıbbi buluşla mı kaybolduğunu bilmemizin hiçbir yolu yoktur. Bugün modern ilaçların yaklaşık %40’ı yağmur ormanı bitkilerinden gelmektedir. Amazon bitki türlerinin yalnızca %5’inin potansiyel tıbbi faydaları açısından incelendiğini düşünürsek bu etkileyici bir istatistiktir.
Yaban hayatının neden bu kadar önemli olduğuna dair bir kaç örnek verecek olursak:
- 50.000 yabani tür dünya çapında milyarların ihtiyacını karşılıyor.
- Dünyada her 5 kişiden 1’i gelir ve yiyecek için yabani türlere bel bağlarken, 2,4 milyar insan yemek pişirmek için odun yakıtına bağımlı.
- Okyanus ekosistemi, Ekvator sularında yaşayan ve avcı rolünü yerine getirerek balık, kaplumbağa ve diğer deniz hayvanlarının popülasyonlarını kontrol eden, 60’tan fazla farklı türde köpekbalığı sayesinde dengede kalıyor.
- Ünlü mercanlar ve mercan resifleri , 4.000’den fazla balık türünü içeren deniz yaşamının %25’ini desteklemenin yanı sıra, kıyıları fırtına ve kasırgalara karşı koruma, kıyı erozyonunu önleme gibi önemli rollere sahip.
- Tozlayıcılar olmasaydı, çoğumuz günlük hayatımızın bir parçası olan diğer birçok gıdanın yanı sıra kahve, çikolata ve elmanın tadını çıkaramazdık. (Ne yazık ki pek çok tozlayıcı yok olma tehdidi altında)
Dünyadaki vahşi yaşamın kaderi yakında bir sonraki neslin ellerinde olacağından dolayı, yabani türlerin doğal ortamlarında hayatta kalmalarını sağlamak için önlemlerin iyileştirilmesine yönelik acil ihtiyaç, nesilden nesile aktarılmalıdır. Gençler, bu konuda iyi bir şekilde eğitilmeli ve koruma hedeflerini daha büyük bir kitleye iletme fırsatına sahip olmalıdır.
Son yıllarda üst üste gelen kötü haberlerle, umutsuz ve bunalmış hissetmemiz oldukça normal, ancak lütfen sahip olduğunuz gücü asla hafife almayın, küçük günlük eylemlerinizle büyük değişikliklerin başlangıcı olabilirsiniz. Her seferinde bir kişi, her seferinde bir gün ve her seferinde bir proje, hepimiz dünya üzerinde kalıcı bir etki bırakacak ciddi bir fark yaratma yeteneğine sahibiz.
Unutmamalıyız ki tüm türler hayatta kalmak için birbirine bağımlıdır.
Kaynak:
https://www.wildlifeday.org/en/about-us
https://cites.org/eng/news/world-wildlife-day-2023-website-launched
https://www.un.org/en/observances/world-wildlife-day