Turan; “Sulak alanlarımızı hep birlikte koruyalım”

Tüm dünyada yaşanılan iklim değişiklikleri sebebiyle her yıl 2 Şubat’ta kutlanan “Dünya Sulak Alanlar Günü” nün amacı sulak alanların önemine dikkat çekmek ve korunmalarına yönelik farkındalık yaratmak.

Bugünün önemine değinen Arıcılık Okulu’ndan Dr. Adem Turan, “Ülkemizde bulunan 106 sulak alanın 14’ü Ramsar Alanı, 92’si Mahalli ve Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan olarak koruma altındadır” dedi.

Dr. Adem Turan’ın 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü’nün önemine dair değerlendirmeleri şöyle; “Kuşlar göç ediyor, arılar uçuyor, mandalar serinliyor… Ve daha nice canlılar… Pek çoğumuzun artık farkında olduğu “İklim Değişikliği” açısından bugünün önemi: 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü.

Hepimizin malumu sulak alanlar neredeyse bütün canlıların ortak olarak kullandığı göller, göletler, nehirler, longozlar, bataklıklar ve daha niceleri olarak ifade edebileceğimiz alanlardır. Bazıları RAMSAR ALANI olarak tescil edilmiş olup uluslar arası alanda koruma altına alınmıştır. Ülkemizde bulunan 106 sulak alanın 14’ü Ramsar Alanı, 92’si Mahalli ve Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan olarak koruma altındadır.

Sulak alanlar genelde yaban hayatına yönelik olarak düşünülse de arılarımız için de temiz su kaynağı olarak değerlendirilmektedir. Ancak son 50 yılda antropojenik (insan kaynaklı) etkilerden dolayı iç kara sulak alan canlılarının %81’i, kıyı sulak alan ve deniz canlılarının %36’sı azalmıştır. Bunun üzerine arıların da kış uykusuna yatamaması ve temiz su kaynağı bulamaması da eklenirse büyük bir çevre felaketinin kapımızda olduğu haberi biz duyarlı insanları tedirgin etmektedir.

İklim, zaman içinde değişmektedir. Ancak son yıllarda antropojenik değişimler de göz önünde tutulursa bu olumsuz değişim hiç düşünülmediği kadar hızlanmıştır. Sulak alanlarda da meydana gelen bu değişimler ve sıcaklık artışı sivrisinek, karasinek ve henüz keşfedilmemiş diğer vektörlerin vasıtasıyla bulaşan çeşitli hastalıkların da artmasına ve hatta hayvan ve insanların sağlığını da tehdit eder boyuta gelmiştir.

Bu nedenle veteriner hekimlerle beraber diğer çevre uzmanlarının da birlikte çalışması, koruyucu hekimlik çalışmalarının yerelden yabani hayata da taşınması  önem arz etmektedir. Haydi gelin sulak alanlarımızı hep birlikte koruyalım. Katkılarından dolayı Kuş Gözlemcisi Veteriner Hekim Gökçe Çoşkun’a teşekkür ederim.”

Haber: Arıcılık Okulu