Bu deprem ders olacak mı?

Kahramanmaraş depremleri ve diğer afetlerden devlet ve veteriner hekimler olarak çıkarmamız gereken büyük dersler var. Özellikle veteriner hekimlik mesleğinin icra alanlarındaki, afet sonrası hizmetlerin neredeyse yetersiz olduğuna, bu boşluğun bakanlık dışındaki oluşumlar tarafından rastgele doldurulduğuna şahit olduk.

Veteriner hekimlik hizmetleri Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde yürütülmekte olup ve ülke çapındaki organizasyon da bu bakanlık tarafından yapılandırılmıştır. Ancak bakanlığın veteriner hekimlik mesleği icra alanlarına yönelik politikaları maalesef olumsuzluklarla doludur.

Öncelikle ilk atılacak adım mümkünse direkt Cumhurbaşkanlığına bağlı bağımsız bir Veteriner Hizmetleri Birimi (bakanlık, genel müdürlük vs) kurulmalıdır. Çünkü bu hizmetler; hayvancılık faaliyetlerinden, gıda güvenliğine, halk sağlığından hayvan refahına, ekonomiden ticaret ve sanayiye kadar bir çok alanı etkilemektedir. Örneğin Maraş depremlerin etkilediği alanda ülke hayvancılığın yaklaşık % 15’i dönmektedir. Bölge nüfusunun önemli bir kısmı geçimini hayvancılıktan ve ilgili iş dallarından (Gıda üretim endüstrisi çalışanları, esnaflar, yem sanayi, deri sanayi , bunlara bağlı lojistik sektörü vs) sağlamaktadır.

Afetlerde kendi ve yakınlarının canlarının derdine düşen insanların bu hayvanlarla ilgilenmesini beklemek büyük hata olur. Keza altyapısı çöken şehirlerde ticaret durur ve çiftlik hayvanlarının ihtiyaçları karşılanamaz. Deprem hayvanları öldürmese bile, bu olumsuzluklar onları öldürür, zarar görmesine neden olur. Bakanlık bu konuya yeterince eğilmediği için büyük bir boşluk doğmuş, bu boşluğu Türk Veteriner Hekimleri Birliği ve bazı gönüllü sivil toplum kuruluşları gibi iyi niyetli kurumlar elinden geldiğince doldurmaya çalışmıştır. Tabii ki art niyetli organizasyonlar da kendi çıkarları doğrultusunda yardım ve bağış toplama adı altında, insanların iyi niyetlerini suistimal etmek için kollarını sıvamıştır. Tırnağı doldurmayacak yardımları reklam ederek, yayınlayıp karşılığında da büyük bağış kampanyaları yapmışlardır.

Ülkede biran önce etkili ve bağımsız bir Veteriner Hizmetleri Teşkilatı kurularak ise başlanmalıdır. Yeterli alt yapı, yetkin istihdam ile desteklenmelidir. Bu kurum öncelik olarak halk sağlığı, hayvancılık, gıda güvenliği, hayvancılık endüstrisi, hayvan refahı ve doğal afet konularında ilgili akademisyenlerle masaya oturarak yol haritası belirlenmelidir. Ülkenin bu konularda heba olan kaynaklarının etkin kullanımını sağlayarak, hem kayıpları azaltmalı, hem de rant odaklarının faaliyetlerine son vermelidir. Artık zaman kaybetme lüksümüz yoktur.
Depremler sonrası normalde olmaması gereken bir durum olan; sokak hayvanları sorunu, ülkenin hayvanlarla ilgili primer sorunu haline gelmemelidir. Çünkü biz bu sorunu hala çözebilmiş değiliz.

Bir çok kişi ve kurumun reklam değeri yüksek olduğu için burnunu soktuğu, ancak hiçbirinin çözüm için elini taşın altına koymadığı ve gelişmiş hiçbir ülkede olmayan bu sorun yüzünden hala insan emeği ve maddi kaynaklarımız heba olmaya devam ediyor. Afet sonrası herkes bu sorunla ilgili yardıma koşarken, ülkeyi tümden etkileyen hayvancılık sorunu, ancak bir hafta sonra gündeme oturmuş yem vs. destekleri yapılmaya başlanmıştır. Bu durum kabul edilemez. Konu önemlidir ve ülkenin geleceğini direkt ilgilendirmektedir.