Bursa Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Melike Baysal, “Dünya Sokak Hayvanları Günü” kapsamında bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasının tam metni şu şekildedir;
Sokakların köpek üretmediğinin, bu sorunun insan eliyle yaratıldığının bilincinde olarak ‘’sokak hayvanı’’ yerine ‘’sahipsiz hayvan’’ kavramını kullanmak gerektiğini ve asıl olanın bu hayvanların sağlık, bakım, beslenme gibi ihtiyaçlarının sağlanarak, sahip çıkmak olduğunu kabul etmemiz gerekmektedir.
Değişen yaşam koşulları, kalabalık şehirler, insan atıklarının fazlalaşması, bilinçsiz besleme sahipsiz hayvan konusunu her geçen gün daha karmaşık hale getirmekte, artan popülasyon konusunda sadece hayvan seven ve sevmeyen tarafların fikirlerine göre tavır alındığı için çözüm konusunda gerçekçi adımlar atılamamaktadır.
Tam da mahalli idareler seçiminin tamamlanmasından birkaç gün sonrasına denk gelen Dünya Sokak Hayvanları Günü, sahipsiz hayvan popülasyon sorununu ortaya koymak için çok uygun bir gün oldu. Çünkü artık çok iyi bilindiği gibi 2004 yılında yayınlanan 5199 sayılı kanunla sahipsiz hayvanlar konusundaki sorumluluk yerel yönetimlere ve İl özel İdarelere verildi. Ancak o günden itibaren, belediye başkanlarının tutumuna göre kimi zaman önemsenmediği için, kimi zaman bütçe yetersizliğinden yerel yönetimler görevlerini yerine getirmedi.
Aynı kanunda 2021 yılında yapılan revizyonla, belediyeler için süre sınırlamasına gidildi ve bu konu çok önemli. Çünkü Türkiye ‘de beldeler hariç 1003 belediye varken, sadece 300 civarında bakımevi var. Bursa için bu rakam şöyle, Büyükşehir dahil 18 belediye var, dağ ilçelerinin (Orhaneli, Keles, Büyükorhan, Harmancık) hiç birinde ve Karacabey’de bakımevi yok, Büyükşehir, Nilüfer, Osmangazi, Yıldırım dışındakilerde az sayıda veteriner hekimin büyük sorumluluklar alarak hizmet verdikleri küçük ölçekli bakımevleri var. 5199 sayılı kanundaki revizyonla ‘’Büyükşehirler, il belediyeleri ve nüfusu 75 binin üstündeki belediyeler 31/12/2022, diğer belediyeler 31/12/2024 sonuna kadar’’ bakımevlerini kurmakla yükümlü tutuldular.
Bu da demek oluyor ki 31 Mart 2024 günü yapılan seçimlerde belediyeleri kazanan başkanları önemli bir görev daha bekliyor. Bu konuda belediyelerin de denetlenmesi gerekiyor.
Sahipsiz hayvan popülasyonundaki artış, toplumda gerçekten bir kırılma yaratmıştır. Korku duyan vatandaşları anlayışla karşılamak gerekiyor, sayıları arttığı zaman sürü halinde yaşayan köpekler, saldırgan olmasalar bile bir insanı havlamalarıyla korkutabilir ve bu son derece olağan bir durumdur. Bu nedenle sürüleşecek kadar sayılarının artmasına engel olmak gerekmektedir. Oysa,kısırlaştırılmadan kırsala atılan(!) köpekler hem sürüleşmekte, hem tekrar kentlere geri dönebilmekte, hem de yaban hayatına olumsuz etki yaratabilmektedir.
İnsan eliyle yarattığımız bir sorunun mağdurları hayvanlar olmuştur.
Artan bu popülasyon hayvan refahına da aykırıdır. Sokaklarda yaşamaya mahkum bırakılan hayvanlar, çok sık üremekte, yavrular beslenemeden hastalanarak ölmekte, bir şekilde hayata tutunanlar da hastalık, açlık, trafik kazaları, aşırı sıcak ya da aşırı soğuk hava olayları ile gerçekten bir yaşam mücadelesi vermektedir. Objektif ve samimi bir yaklaşımla şunu söyleyebiliriz, insan eliyle yarattığımız bir sorunun mağdurları hayvanlar olmuştur.
Yerel yönetimler için en önemli sorun bütçe planlaması olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun için İhtiyaç duyan belediyelere bakımevlerini inşa edebilmeleri için sadece bu amaçla kullanabilecekleri uygun krediler sağlanmalı ve teşvikler verilmelidir. Avrupa Birliği projeleri, özel sektörün sosyal sorumluluk projeleri gibi konulara ayırdıkları bütçelerden faydalanma sorunların çözümü için uygun adımlar olabilir.
Bakımevi ve barınak tanımları kanunda ayrıntılı olarak belirtilmeli, standartları belirlenmeli, çevre yaban hayatı, insan ve hayvan sağlığı gözetilerek inşa edilmelidirler.
Sahipsiz hayvan bakımevleri/barınaklar, acil hayvan nakil araçları, hayvan toplama aracı, hayvanların yakalanma şekli, insan ve hayvan refahı ve sağlığına, iş sağlığı ve güvenliğine uygun standartlarda olmalıdır ve yönetmeliklerde ayrıntılı bir biçimde belirtilmelidir.
Bakımevlerinde sahipsiz hayvanların kısırlaştırılması, aşılanması, kimliklendirilmesi, hasta ve yaralıların tedavi edilmesi, beslenmesi, sahiplendirilmesi ve sahiplendirilemeyenlerin alındıkları yere geri bırakılması işlemleri yapılmalıdır.
Belediyelerde Veteriner İşleri Müdürlüğü kurulması zorunlu müdürlükler içerisinde yer almalıdır. Yeterince veteriner hekim istihdam edilmeli, aynı zamanda hayvan sağlığı yardımcı personeli de istihdam edilmeli, diğer personelin de özel eğitimli olmasına dikkat edilmelidir. Şu anda yerel yönetimlerde çalışan veteriner hekimlere çok büyük sorumluluklar yüklenmiş ancak aynı şekilde yetki verilmemiştir, bu da veteriner hekimler açısından sürdürülebilir bir durum olmaktan çıkmıştır.
Acilen ‘Kısırlaştırma seferberliği’ yapılmalı, toplumu bilgilendirmek için kamu spotları hazırlanmalıdır.
Sahipli hayvanların mikroçip ile kimliklendirilmesi işlemi kanunun süre sınırlandırması ile tam olarak başarıya ulaşmadı, kanunda revizyonla kimliklendirilmeyenler için tekrar uygulama başlatılmalı, evcil hayvanını terk edenlere ağır yaptırımlar uygulanmalı, kaçak hayvan girişi ve üretiminin önüne geçilmelidir.
Veteriner Hekim Melike Baysal
Bursa Veteriner Hekimler Odası
Yönetim Kurulu Başkanı