Veteriner hekimliğin serbest icrası halk sağlığının garantisidir

Veteriner hekimler; hayvan ve insanların hastalanmadan sağlıkla yaşamalarını, hayvan refahını, tüketicinin sağlıklı ve yeterli gıdaya uygun fiyatlara ulaşmasını, uyguladıkları sürü sağlığı programları ve ıslah çalışmaları ile çiftçinin geçimini sağlaması dolayısıyla ülke hayvancılığının gelişimini, çevresel zararlıların etkilerini engelleyerek canlılar için daha güvenli ortamlar yaratılması ile doğal dengenin korunmasını sağlar.

Veteriner hekimlik; sosyolojik ve ekonomik olumlu etkilerinin yanında toplum sağlığına hizmet eden HALKÇI, profesyonel, emsalsiz bir meslektir. Bu yüzdende kapital ve çok uluslu şirketler tarafından çok da sevilmez. Çünkü onların ekonomik çıkarları, bizim varoluş amacımız ile çelişir ve onlar için veteriner hekimlerin varlığı bir engeldir.

Veteriner hekimin işini yapabildiği yerde insan hayvan geçişli bir hastalık sümen altı edilemez, tüketimi yasak olan bir gıda tüketime sunulamaz, ıslah çalışmaları başarılı olur, ülke kaynakları heba edilmez, Veteriner hekimin işini yapabildiği yerde ekonomik ya da siyasi çıkarlar uğruna halk sağlığı tehlikeye atılmaz.

Mesleğimizin sermayedarlar ya da politik çıkarlar gölgesinde icra edilmesi mümkün değildir. Tam da bu yüzden, veteriner hekimlik özerk teşkilatlanması içinde, mesleki kurallara dayalı, serbest icra edilmesi gereken profesyonel bir meslektir. Bu kriterleri savunmak meslek geleceği ve halk sağlığının korunması için bir gerekliliktir.

Sağlık ne yazık ki günümüzde bir piyasa haline gelmiş durumda ve bu piyasa kapitalizm ile de günden güne körüklenmekte. Sağlık konusu, çok daha değerli bir metaya dönüştürülmekte ve bireye farklı bir şeymişçesine yeniden sunulmaktadır. Bu sunumun payı her geçen gün sözde “sağlıklı yaşam endüstrisi”nin de etkisiyle artmaktadır. Bu acımasız projenin önündeki en büyük engel ise hekimlerdir. Hekimlik kelime anlamı olarak da HİKMET’den gelen güçlü bir terimdir. Hekim haricinde, kimsenin bir başka insan ya da hayvan sağlığı üzerinde uygulama gücü veya hakkı bulunmamaktadır. Veteriner hekimlik ise hem hayvan, insan, çevre ve gıda sağlığı hem hayvan refahı hem de ülke hayvancılığı konularındaki stratejik öneminden dolayı diğer hekimliklerden oldukça farklıdır. Uzun süredir bu stratejik önemin mesleğe kattığı gücün farkında olan menfaat sahipleri ya meslek haklarımızı gasp ediyor ya da kontrol altına almaya çalışıyor.

Tehlikeyi daha anlatmak adına beşeri hekimlerden örnek vermek istiyorum. Kendilerinin de kölelik olarak ifade ettikleri geçişi iyi okumak lazım. Çünkü aynı senaryo veteriner hekimlikte de oynanmaya çalışılıyor. Ülkemizde sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi ve uluslararası sermayenin sömürüsüne açılmasına yönelik 1980’li yıllarda başlayan çalışmalar 2002 yılında Sağlıkta Dönüşüm Programı adını almış ve artan bir hızla günümüze kadar gelmiştir. Süreç Türk Tabipler Birliği’nin de raporlaştırdığı gibi bizimkine çok benziyor. Hekimlerin mesleki itibarlarının azaltılması ve hekimlik mesleğinin özerkliğinin ortadan kaldırılması yönünde her türlü yöntem kullanılmıştır.

Hekimlerin mesleklerini serbest olarak icra etmeleri yönünde en doğal mesleki hakları olan muayenehane açma haklarının önüne pek çok idari engel çıkartılmış, mevcut muayenehanelerin kapatılması için yoğun çaba gösterilmiş ve ne yazık ki önemli derecede başarılı olunmuştur.

“Malpractice sigortaları” ile beşeri hekimler bezdirilmiş, doktorlar ciddi durumlarda hastalarına müdahale etmekten çekinen durumu getirilmiş, “defansif tıbbın” ortaya çıkması sağlanmıştır.

Hekimlere “iş ortaklığı”, “hakediş”, “performans” ve “prim” gibi kavramlarla ciro baskısı yapılmış; hekimler daha çok çalışmaya, kar etmeye, hastalık üretmeye zorlanmış ve tükenmişlik sendromu (burnout) ile karşı karşıya kalmışlardır.

Gelinen noktada hekimlik işçileştirilmiş, beşeri sağlık metalaşmıştır.              

Beşeri hekimlikte oynanan bu senaryonun benzeri şimdide veteriner hekimlikte oynanıyor. Ana amaç; veteriner muayenehaneleri kapatmak, bu işleri sermayedarlar üzerinden götürmek, veteriner hekimleri patron himayesinde inisiyatif kullanamaz bir hale getirmektir.

Bizlere muayenehanelerimizi kapatmayı düşündürecek bürokratik engeller ise belli bir sistematik ile bir takım bahaneler ileri sürülerek yapılmaktadır. Bir yandan da basın, medya, sosyal paylaşım kanalları yolu ile veteriner hekimliğin değersizleştirilmeye çalışıldığı haberler ile kamuoyunda, algı operasyonları devam etmektedir.
Bir ara içinde; batikon, oksijenli su, çamaşır suyunun da olduğu 1.500 tane çevre sağlığı ürününü veteriner hekimlere yasaklayan bir talimatın çıkarıldığına dahi tanık olduk. Bu talimat dava sonucu iptal edilmiş olsa bile serbest veteriner hekimliğe yapılan saldırılar hız kesmeden devam etti. Yıllardır uygulanamayan, gelecekte de uygulanması mümkün olmayan, e-reçete denen bir program ile klinikler canından bezdirilmiş durumda. Güncellemelerin, sözde stok aflarının bile uygulanmasını sağlayamadığı bu sistem eziyete dönüşmüş halde.
Bununla da bitti mi? Hayır! Nihai hedef, veteriner ilaçlarını veteriner hekim kontrol ve gözetiminden çıkarılması için ilacın başka kanallardan satılmasını sağlamak.  Böylece ilaç kontrolsüzce daha çok kullanılacak, sermaye ve çok uluslu şirketler daha çok kazanmış olacak.

Tabi yıldırmalar bunlarla da bitmeyecek. Veteriner hekimler dünyanın her yerinde hastalarının ihtiyacı olan cerrahi müdahaleleri ahırda bile olsa yaparak can kurtarırken, bize “Kliniklerinizde operasyon yapamazsınız.” diyebilecek kadar hadsizleşmişlerdir. Ne yazık ki, buna çanak tutan hayvan hastanesi sahibi menfaat grupları da yok değil. Böylece veteriner hekimlik sermayenin emrine girerek hayvan, insan ve çevre sağlığı bir piyasa haline getirilecek ve halk sağlığı tehlikeye atılacaktır.

Her kapatılan veteriner muayenehanesi, sermayedar tarafından açılan ya da sermayedara devredilen her hastane ile mesleğin kan kaybedeceği, beşeri hekimlerin yaşadıkları ile de ortadadır.

Meslek bir uçuruma doğru freni patlamış bir kamyon gibi ilerlemektedir.

Oysa hekimin serbest meslek hakkı her türlü baskıya karşı kendini koruyabileceği, mesleğini bağımsız olarak icra edeceği alanlar olup sonuna kadar bu inisiyatifin korunması gerekir.

Özerk yapılı bir Veteriner Hekim Teşkilatlanmasının kurulması, güçlendirilmiş bir serbest veteriner hekimliğin varlığı toplum sağlığının tesisi için olmazsa olmazdır. Talebimizin ne kadar haklı olduğunu gösteren “Uluslararası Cenevre Veteriner Hekimliği Antlaşması” orada durmakta. Bu yapılmadığı sürece üreticinin korunması, hayvancılık ile ilgili sorunların da giderilmesi mümkün değildir.

Bütün dünyada gelişmiş ülkelerdeki başarılı uygulamalara bakıldığında; kamuda bir veteriner hekim otoritesi, organizasyon ve denetlemeyi sağlarken, devlet desteği ile serbest veteriner hekimliğin yaygınlaştırdığı görülecektir. Yapılan bu organizasyonlarda, serbest veteriner hekimlere; klinik hizmetleri, suni tohumlama, hayvan islahı, koruyucu hekimlik hizmetleri, çevre sağlığı hizmetleri ve hastalıkların eradikasyonu projelerinde görevler verilmektedir. Ama ne yazık ki ülkemizde Avrupa’da başarıyla uygulanan bu projeler yerine, dünyada emsali olmayan uygulanamaz projeler uygulanmak isteniyor.

Sonuç mu? Dünyada kağıt reçete yazması yasaklanmış tek hekim bu toprakların veteriner hekimi. Benim reçetem dünyanın her yerinde geçerli iken kendi ülkemde suç sayılıyor. Serbest Veteriner Hekimlerin yetkileri yetiştirici birliklerine, bir takım menfaat için kurulmuş STK’lara ve diğer meslek gruplarına dağıtılıyor, muayenehaneler çeşitli yıldırmalarla kapatılmaya çalışılıyor.  

Serbest meslek icrası Veteriner Hekimliğin ayakta kalan son kalesidir. Bu kuşatma Veteriner Hekimin yetkilerinden doğan gücü kontrol altına alıp, zayıflatma savaşıdır.

Muayenehaneler; tekelci sermayeye karşı hekimlerin kendilerini koruyabilecekleri, onurlu hekimlik ilkelerini savunarak hasta ile tedavisini doğrudan bağımsız olarak yaptığı alanlar olarak kalmasını sağlamak tüm veteriner hekimlerin görevidir. Çünkü unutulmamalıdır ki ister kamu, ister özel sektörde çalışsın her veteriner hekimin arkasını dönüp kendi muayenehanesini açmak gibi bir hakkı mevcuttur ve bu hak onun gelecek garantisi, halk sağlığının teminatıdır.