Yaban Hayatında Kurşun Zehirlenmesi

Kurşun, maden yataklarında bulunabilen, toksik etkileri binlerce yıldır bilinmekte olan ağır bir metaldir. İnsanlarda kurşun zehirlenmesi riskini azaltmak için boya, sıhhi tesisat ve benzinde kurşun kullanımını yasaklayan bazı düzenlemeler mevcuttur. Bununla birlikte kurşun, cephanelerde ve olta takımları da dahil olmak üzere birçok endüstride yaygın olarak kullanılmaya devam etmekte ve bu da başta kuş türleri olmak üzere vahşi yaşamda kurşun zehirlenmesine yol açmaktadır.

Tüm hayvanlar kurşun zehirlenmesine karşı hassastır, ancak etkiler en çok kuşlarda, özellikle dalgıç kuşlarında, kuğularda, kondorlarda, akbabalarda ve kartallarda görülür. Kargalar, kızılgerdanlar, kumrular, papağanlar, yabani ve evcil kümes hayvanları dahil olmak üzere diğer kuş türlerinde de kurşun toksikozu görülmüştür.

Kuşlarda kurşun toksikozunda klinik belirti olarak koordinasyon bozuklukları, halsizlik, sarkık duran kanatlar, anoreksi, aktivitede azalma ve yeşil sulu ishal şekillenebilir. Aynı zamanda toksik etkiler, kuşların avlanmaya, travmalara ve diğer hastalıklara karşı daha savunmasız olmasına neden olabilir. Kuşlar, kurşunu sindirim yolu ile vücutlarına aldıktan sonra 2-4 hafta içinde aşırı derecede zayıflayarak ölebilirler.

Kurşun vücutta kalsiyum ile rekabet eder, enzim aktivitesine mani olur ve tüm vücut sistemlerinde toksik etkilere yol açar. Kalsiyumun kurşunla rekabeti nörolojik ve reprodüktif etkilere neden olur. Hemoglobin sentezinde kullanılan enzimin inhibisyonu sonunda ise, etkilenen hayvanlarda anemi şekillenir.

Kurşun hayvanlar tarafından yutma, soluma veya deri emilimi yoluyla alınabilir. Kuşlar için kurşuna maruz kalmanın en yaygın yolu, kullanılmış kurşun mühimmat parçalarının (saçmalar gibi) ve olta iğnelerinin yutulmasıdır. 

Canlı kanatlılarda kurşun toksikozu tanısı, klinik belirtilerin değerlendirilmesi ve kandaki kurşun düzeylerinin ölçülmesiyle konulmaktadır. Ölü kuşlarda ise karaciğer ve böbrekte kurşun seviyeleri ölçülebilir. Radyografiler, etkilenen hayvanların gastrointestinal sistemindeki veya dokularındaki kurşun parçalarını tespit etmek için kullanılabilir.

Kurşun toksikozu, kurşun şelatlayıcı maddeler ve destekleyici bakımla tedavi edilebilir, ancak birçok kuş tedavinin başarılı olamayacağı kadar ciddi şekilde etkilenmiştir. Ayrıca böyle kuşlar çoğunlukla zehirlenmenin üzerinden uzun zaman geçtikten sonra kliniklere getirilmektedir, dolayısıyla da yaşama oranı oldukça düşüktür. Tedavinin işe yaradığı canlılarda maruziyetin devam etmesini önlemek için gastrointestinal sistemdeki veya vahşi türlerin dokularındaki kurşun partiküllerinin uzaklaştırılması gereklidir.

Yaban hayatının kurşun maruziyetini azaltmak için kurşunsuz mühimmat ve olta takımı kullanımını teşvik etmek oldukça önemlidir. Kurşun içeren cephaneler çarpma anında parçalandığından, avcılar tarafından öldürülen hayvanların etleride kurşun parçacıkları bulunabilir ve bu etleri yiyen canlılarda da kurşun zehirlenmesi meydana gelebilir.

Kuş türlerinde kurşun toksikozu insidansı, diyetleri, sindirim anatomileri ve fizyolojileri ile ilgilidir. Su kuşları, diyetlerinde bitkileri öğütmek için oldukça kaslı taşlıklara sahiptir ve öğütmeyi kolaylaştırmak için küçük kayaları yutar. Yutulan herhangi bir kurşun da öğütülmeye tabi tutularak gastrointestinal sistem ve kan dolaşımında emilimine yol açar, bunun sonucunda da zehirlenme şekillenir.

Yırtıcı kuşların etle beslenmeleri nedeniyle taşlıkları daha az kaslı olmasına rağmen, mide sıvıları oldukça asidiktir. Yutulan yiyecek ve kurşun parçacıkları midede diğer kuşlara göre daha fazla zaman geçirir. Bu özelliklerin her ikisi de, diğer kuş türlerine kıyasla yutulan herhangi bir kurşunun sindirimini ve emilimini arttırır.

Kurşun cephaneler ile öldürülen av hayvanları ile beslenen bazı yırtıcı memeliler de kurşun toksikozu riski altındadır. Evcil geviş getiren hayvanlarda ise kurşun pilleri yedikten sonra kurşun toksikozu görülebilmektedir.

Dalgıç kuşları, kurşun içeren olta iğnelerinin yutmaları sonucunda kurşun zehirlenmesinden sıklıkla ve ciddi şekilde etkilenmektedirler.

Akbabalar gibi leş yiyici yırtıcı kuşlar, leş veya sakatat yığınlarındaki kurşun içeren saçma ve diğer cephane parçalarını yutabilmekte ve bunun sonucunda da zehirlenmektedirler.

Kurşun çevrede birikir ve bitkiler tarafından emilir. Buna bağlı olarak kuğular gibi, diyetleri vejetasyon içeren türler, bitkilerin kökleri ve yumrularıyla beslenmek için kurşunla kirlenmiş sulara girip, buradaki besinlerle beslenerek kurşun zehirlenmesinden ciddi şekilde etkilenebilmektedirler. Buna, 2019 yılında Idaho’daki Coeur d’Alene Nehri’nde meydana gelen tundra kuğularındaki zehirlenme sonucu ölümler örnek verilebilir.

Her yıl ne yazık ki çok sayıda yaban hayvanı kurşun zehirlenmesi nedeniyle ölmektedir. Bu bireysel ölümlere ek olarak kurşun zehirlenmesi, kuş popülasyonlarını, özellikle de leşle beslenen kuşları ve su kuşlarını olumsuz etkilemektedir. Akbaba, kartal gibi kuşlar uzun ömürlüdür ve cinsel olgunluğa ulaşma süreleri çoğu kuşa olaranla çok daha uzundur, dolayısıyla böyle türlerde kurşun toksikozu sonucu şekillenen ölümler önemli popülasyon kayıplarına neden olabilmektedir.

Kaynak: https://cwhl.vet.cornell.edu/disease/lead-toxicosis#collapse27