Tarım Platformu’nun Kurban Bayramı basın açıklamasıdır.
KURBAN BAYRAMINDA DA BİLİMİN SÖZÜNÜ DİNLEYELİM. BAYRAMDA SAĞLIĞINIZI KESMEYİN!
Ülkemiz hayvancılığı büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık dahil uzun yıllardır çok ciddi sorunlar içermektedir. Artan nüfusumuza karşın sağlıklı bir şekilde tam olarak bilemediğimiz hayvan sayısı, yem-süt-et denkleminde kamunun, alana girdi maliyetlerini düşürerek üretici lehine gerekli müdahaleleri zamanında yapmayıp, alanı tümüyle serbest piyasanın insafına bıraktığı süreçte, anaç süt hayvanlarının kesime gitmesi ve kesilecek besi hayvanının azalması nedeniyle oluşan arz açığı ve yüksek fiyat sorunu, sürekli dışalım/ithalat ile çözülmeye çalışılmaktadır. Öyle ki, belli yıllarda Kurban Bayramı için bile yurtdışından kesilecek hayvan ithal edilmesi kabul edilebilir bir politika tercihi değildir.
Ülkemizde kişi başına yıllık et tüketimi oldukça düşük olup, ne yazık ki sadece kurban bayramlarında gelişmiş ülkeler düzeyine yaklaşabilmektedir. Ülkemizde hayvan kaynaklı gıda üretiminin yetersiz ve üretilenlerin de son derece pahalı, toplum katmanlarını oluşturan gruplar arasında gelir dağılımının son derece adaletsiz ve böylece satın alma gücünün çok zayıf olması sebepleriyle, çoğu insanımız için Kurban Bayramı kısa bir süreliğine bile olsa beklenen bir müjdeci gibidir. Resmi kayıtlar dikkate alındığında, 2022 yılı kurban kesimlerinde, 2021 yılına göre büyükbaşta %11,3, küçükbaşta ise %3 lük bir düşüş gözlenmiştir. Alım gücünün azaldığı günümüzde ise bu düşüş ivmesinin devam edeceği aşikârdır. Üretim ve tüketim boyutunda yaşanan ciddi sorunların bayram ile çözülemeyeceği artık görülmelidir.
Kurban Bayramı, her yıl beraberinde birçok sağlık risklerini gündeme getirmektedir.
Hayvanlardan insanlara geçen hastalıklar ya direkt temasla ya da et süt gibi ürünlerini tüketmekle geçer. Kurbanlık hayvanlar ile onların kesimi sonucunda elde edilen et ve sakatatların, enfeksiyöz ve paraziter zoonoz hastalıklar (brusellozis, antraks, tüberkülozis, kist hidatik (echinococcozis), sistiserkozis vb.) bakımından taşıdığı risk göz önüne alındığında, Hekim muayene ve kontrolünden yoksun elde edilen ürünlerin halk sağlığı yönünden ne denli önemli bir tehlike yaratacağı daha iyi anlaşılacaktır. Nitekim son yapılan çalışmalarda, 100 tüberküloz vakasından 5’inin hayvanlardan bulaşan türden olması bu durumun önemini ortaya koyan göstergelerden biridir. Kurban Bayramındaki bir büyükbaş hayvanın 7 hisseye ayrılıp, dağıtılması en az 70-80 aileye, yani 300-350 kişiye ulaşacağı anlamına gelir. Bu basit hesaplama bile kontrolsüz kesimin nelere mal olacağını açıkça göstermektedir
Ülkemizde uzun yıllar kurbanlık hayvanların alımı, satımı, kesimden önce ve sonra muayenesi 2001 yılına kadar yasal uygulamaların dışında bırakılmıştır. Bu tarih sonrasında, Yönetmelik gereği Kurban Hizmetleri Komisyonu’nun oluşturulması kararlaştırılmıştır. Ancak bu komisyon içerisinde, işin tamamen içinde olan Veteriner Hekimleri temsil edecek bir kurum adı söylenmemiştir. Oysa Türk Veteriner Hekimleri Birliğine bağlı Veteriner Hekimler Odalarından bir temsilcinin de komisyonda mutlaka yer alması gerekir.
Kurban kesimleri sadece mezbaha ve uygun kesim yerlerinde yapılmalıdır. Kesim yerlerinde atıkların, çevreye bulaşmaya neden olmayacak şekilde atılmasını sağlayacak bir sistem olmalıdır. Ne yazık ki oluşturulan kurban komisyonları ve bu komisyonlarca alınan kararlara rağmen, ülkemizde bazı yerlerde hala kurban kesimleri, mezbaha dışı ve kesime uygun olmayan alanlarda yapılmaktadır. Alınan kararların uygulanmasını kontrol edecek bağımsız mercilere ihtiyaç vardır.
Her ne kadar komisyon kararlarında geçse de hayvanların kesim öncesi-sırası ve sonrası muayenelerini yapacak Veteriner Hekim, çoğu kesim yerinde yoktur, görevlendirilmemiştir. Kontrolsüz kesim pek çok zoonoz hastalığın, hayvanları kesen, etleri parçalayan, dağıtan ve tüketen kişilere yayılacağının göstergesidir.
Veteriner Hekim kontrolü olmadan yapılan kurban kesiminin sonuçları ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkar. Dünya genelinde memeli hayvan kesiminde ve karkaslarının sınıflandırılmasında mezbaha ve kombinalarda Veteriner Hekimler ve Zooteknistler önemli görevler yapmaktadırlar. Tarım ve Orman Bakanlığındaki idari yapılanma gözden geçirilmeli, hayvanlarla ilgili yetkilerin tümü Uluslararası Cenevre Anlaşması’na uygun olarak bir genel müdürlükte toplanmalı, Kurban Bayramına özel olmamakla birlikte mezbaha dışı tüm kesimler yasaklanmalı, mezbaha ve entegre et tesisi sayıları arttırılmalıdır.
Ticarete konu olmayan hayvanların nakilleri dışında bir ilden başka bir ile yapılacak olan hayvan sevklerinin, Veteriner Sağlık Raporu ile gerçekleştirileceği, yönetmelik ile hüküm altına almıştır. Ancak, bu konuda da sorunlar yaşanmaktadır. Nitekim diğer ülkelerden ülkemize geldiği düşünülen SAT-2 tipi Şap virüsü nedeniyle ülke genelinde alarm verilerek, hayvan satışı ve hareketleri durdurulup, hayvan pazarları kapatılıp ve akabinde aşı yapılmak suretiyle Mart 2023’de önlem alınmış olmasına rağmen, yasaklar son bulunca, hastalık tekrar ortaya çıkarak, birçok şehirde kurulan kurban pazarları tekrar kapatılmaya başlanmıştır.
Vekâlet Kurban olarak bilinen, kişinin kendisinin kesmediği halde, bir başka kuruluşa vekâlet vererek yurt dışında kurban kestirme konusunda bilinmezlikler söz konusudur. Her şeyden önce, vekâleten yurt dışında kesilen hayvanlara ödenen para, kendi yetiştiricimize değil başka ülkedeki yetiştiricilere aktarılmaktadır. Oysa kurbanlık hayvanların yurt içerisindeki yetiştiricilerimizden tedarik edilmesi ve bu hayvanlardan elde edilen etlerin, şoklama veya konserve şekline getirilme suretiyle raf ömrü uzatıldıktan sonra, yurt dışındaki ihtiyaç sahiplerine gönderilmesi, hem kendi ülkemizdeki yetiştiricilerimizin korunması ve desteklenmesi adına hem de bu hayvanlara ödenen dövizin kendi ülkemizde kalarak ekonomimiz adına katkı sağlar. Vekâleten kurban kesimlerine Kurban Bayramından önce olmak üzere, kurban kesimi yapılacak ülkelere kamu Veteriner Hekimleri görevlendirilmeli, Veteriner Hekimler, gittikleri ülkenin resmi Veteriner Hekimleri ile iş birliği içinde hayvanların sağlığı, kesim öncesi-sırası ve sonrası muayeneyi yapacak şekilde organize olmalıdır.
Kurban edilecek hayvanların korkmadan, birbirlerini görmeyecek ve acı çekmesine mani olacak şekilde kesilmeleri gerekir. Bu anlamda acısız kesim yöntemleri, bilimsel veriler ışığında, başta din görevlileri ve kasaplar olmak üzere vatandaşlara anlatılıp uygulatılmalıdır.
Kesilen etlerin saklanması ve kullanımı konusunda dikkate alınması gereken noktalar vardır.
Yaz mevsiminde olmamız nedeniyle kesilen etin birkaç saat içerisinde oda sıcaklığına ulaştırılması ve peşinden derhal buzdolabı koşullarına alınması sağlanmalıdır. Kurbanlık etin dayanma süresi, kesim kalitesine ve parçaların büyüklüğüne göre değişmekle birlikte, buzdolabı koşullarında en çok 3-4 gündür. Kıymada bu süre 1-2 gündür. Uzun sürede tüketilecek et ise buzlukta ya da derin dondurucuda (-18 °C) muhafaza edilmelidir. Hemen tüketilmeyecek et kavurma yapılarak da muhafaza edilebilir. Donmuş et çözündükten sonra hemen tüketilmeli, asla tekrar dondurulmamalıdır. Kurbanlık etin henüz kesim sıcaklığında iken buzdolabına poşet içinde veya hava alamayacak biçimde büyük parçalar halinde üst üste yığılması durumunda, etin hava almayan kısımlarında çok kısa sürede (2 gün) bozulma ve kokuşma görülecek, tüketimi sağlık açısından risk oluşturacaktır. Bu durumdaki et kesinlikle tüketilmemelidir. Sakatat ile et aynı ortamda bulundurulmamalı ya da muhafaza edilmemelidir. Et, kesinlikle çiğ veya az pişmiş olarak tüketilmemeli, etin merkezi tam olarak pişene kadar (en az 70° C), ısıl işlem devam etmelidir.
Hayvan yetiştiriciliği, hayvan sağlığı, hayvan refahı, gıda kontrolü gibi birbirini tamamlayan süreçlerde Zootekni bölümü mezunu Ziraat Mühendisleri, Veteriner Hekimler, Gıda Mühendisleri kendi alanlarıyla ilgili işbirliği içerisinde bilimsel çalışmalar yürütmektedirler. Üretimden tüketime yaşanan süreçte bu meslek gruplarımızın hepsi iş ve can güvenliği sorunu yaşamaktadır. Şiddete maruz kalan Mühendisler ve Veteriner Hekimlerin olduğu ülkemizde, geçtiğimiz yıl sağlıksız ete hayır diyerek sağlıklı raporu düzenlemeyi reddeden Veteriner Hekim Volkan Lale’nin katli bu durumun en acı örneğidir. Bu bağlamda ilgili meslek gruplarımızın iş güvenliği sağlanmalı ve “Şiddet Yasası” kapsamına alınmalıdır.
Güvenli gıdaya erişim koşulların sağlanması için her zaman olması gerektiği gibi; bu Kurban Bayramı boyunca da resmi denetimlerin etkin bir biçimde yapılması, kayıt dışı, kuralsız ve hijyenik olmayan girişimlere engel olunması konusunda tüm yetkili kurum ve kuruluşların birlikte hareket etmesi gerekmektedir.
Ülkemizde hayvancılıkta yaşadığımız sorunların çözüldüğü, tüm vatandaşlarımızın yeterli bir şekilde et ve et ürünlerine ulaşabildiği, güvenli ürünlerin tüketildiği Kurban Bayramlarına ulaşmak umuduyla, bayramınızı en içten dileklerimizle kutluyoruz.
Dr. Gülay Ertürk
Veteriner Hekimler Derneği Genel Başkanı
Tarım Platformu Dönem Sözcüsü