Bugünlerde Rusya ve Ukrayna savaşı tüm dünyanın ana gündem maddesi haline geldi. Tüm ülkeler ve hatta insanlar kendi görüş ve menfaatlerine göre bir pozisyon aldılar. Kim haklı kim haksız bunu elbette tarih yazacaktır. Ancak covid-19 sürecinde ülkelerin düştüğü ekonomik çıkmaz ile birlikte değerlendirip bazı dersler çıkarmak gerekir diye düşünüyorum. Bunlardan en önemlisi olağanüstü durumlarda kendi ihtiyacınızı karşılayacak gıda üretiminizin olup olmadığıdır.
Savaşlar ve salgınlar gibi olağanüstü durumlarda en fazla gıda ve ilaç ihtiyacı ülkeler açısından sorun teşkil ediyor. İçinde bulunduğumuz süreç gıdanın ve dolayısıyla tarım ve hayvancılığın gelecekte stratejik silahlar olacağı gerçeğini ortaya koymaktadır. Özellikle dünya Ayçiçeği ve Buğday üretiminde söz sahibi iki ülke olan Rusya ve Ukrayna savaşınca tüm dünyada un ve ayçiçeği yağı fiyatlarında büyük bir artış yaşanmaya başladı. Bir savaş tüm dünyanın gıda zincirinde aksamaya neden olabilmekte.
Tarım ve Hayvancılıktan bahsediyorsak önemli bir noktaya daha parantez açmak gerekmektedir. Son yıllarda iklim değişikliği kendini daha güçlü bir şekilde hissettirmeye başladı. Geçen yaz Amerika, Avrupa ve hatta ülkemizde gündemi yoğun bir şekilde işgal eden orman yangınları iklim değişikliğinin ayak izlerinden sadece biriydi. Yine geçen yıl yoğun olarak hissettiğimiz kuraklık, bu yıl son günlerde yaşanılan dolu yağışları, kum fırtınaları ve kuvvetli rüzgârlar gelecek günlerin daha zorlu geçeceğinin bir göstergesidir. İklim değişiklikleri en çok tarımsal üretime zarar vermektedir. Bir anda aylarca verilen emek yerle bir olabilmektedir.
Güçlü ve kendi ayakları üstünde durabilen tam bağımsız bir ülke olabilmenin yolu kendi tarımsal ve hayvansal gıda üretim ihtiyacını karşılayabilmekten geçmektedir. Önümüzdeki yüzyılı planlarken tarımsal üretimi iklim değişikliğine karşı koruyacak tedbirler almalı ve üretimi çeşitlendirerek arttırmalıyız.
Anadolu coğrafyası konum itibariyle Avrupa ile Asya ve doğu ile batı arasında bir köprü niteliği taşımaktadır. Bu özelliği hem insan hem de hayvan hareketlerinin yoğun olmasına sebep olmaktadır. Bu özelliği bu toprakların tarih boyunca farklı uluslar tarafından yönetilmesine ve savaşların merkezi haline gelmesine sebep olmuştur. Bir diğer problem ise insan ve hayvan hareketlerinin yoğun olması her türlü salgının hastalığın kolaylıkla ülkemizde yayılmasına sebep olmuştur. Yukarıda yapılan değerlendirmeler ülkemiz açısından gıda üretimin önemini bir kat daha artırmaktadır. Gelecek gıdaya sahip olan ülkelerin olacaktır. YA ÜRETİP GÜÇLENECEĞİZ, YA TÜKETİP TÜKENECEĞİZ. Saygılarımla.