2023 Yılı başında, Avrupa Birliği Gıda Komisyonu bir böceğin daha “gıda” olarak kullanılmasına onay verdi. Böylece Avrupa Birliği’nde gıda amaçlı onay verilen böcek sayısı dörde çıkmış oldu. Bu böcekler dünyanın birçok yerinde gıda olarak kullanıldığı için AB sınırları içinde de tüketilebileceği (şimdilik!) ön görülmüştür ve buna “Yeni Gıda” ismi verilmiştir. Tabi bu yaklaşım 1997 Yılından günümüze uzanmaktadır. AB Gıda Komisyonu’na göre “15 Mayıs 1997 tarihinden önce Avrupa Birliği’nde önemli ölçüde tüketilmemiş ancak dünyanın bazı bölgelerinde tüketilen ürünler” “Yeni Gıda” olarak tanımlanıyor. “Yeni gıda” tabiri kulağa hoş gelebilir, pekiyi sağlığa etkileri de hoş olacak mı?
“Böcek yemeye neden ihtiyacımız var?” sorusuna “Çünkü sürekli artan küresel nüfusun 2050 yılına kadar 9 milyara ulaşabileceği düşünüldüğünde hem artan nüfus hem de önlenemez şekilde artan israf, protein ihtiyacını karşılamak üzere doğal kaynakları daha az tüketen ve karbon ayak izini düşüren alternatif gıda kaynaklarına ihtiyaç doğurmuştur seklinde cevap veriliyor. Cevap veriliyor verilmesine de hiç kimse artan israfın bizlerden neler götürdüğünü hesaplamıyor.
Öte yandan kırmızı et ve kırmızı et üretimi için entansif yani yoğun bir şekilde hayvanların barındırılması/bakılması ile hayvan refahına, hayvanların çevreye olumsuz etkilerine gün geçtikçe daha güçlü şekilde atıfta bulunuluyor. Belli organizasyonların pompaladığı bu söylemler ise her geçen gün daha fazla destek topluyor. Slogan belli “Karbon ayak izinizi azaltın!”
Peki, bu organizasyonlara mali desteği ve propaganda desteğini kimler veriyor, nerede yaşayanlar veriyor? Acaba kırsalda yaşayıp, hayvanlarla iç içe büyüyen kişiler mi veriyor bu desteği! Avrupa Birliği içinde faaliyet gösteren bu yöndeki örgüt ve siyasi partilerin destekçilerinin azımsanmayacak kadarı şehirlerde yaşıyor. Evet, yanlış okumadınız “şehirlerde” yaşıyor ve çoğunun hayvancılıkla ilişkisi bulunmamaktadır. Metan gazı üretimini azaltmak, hayvanları entansif yetiştiricilikten kurtarmak, karbon ayak izini azaltmak, vejetaryen hatta vegan beslenmeyi teşvik etmek gibi faaliyetlerden dolayı bu destekçiler de yaptıklarından çok mutlu oluyorlar, çünkü şehirlerde ortaya çıkan emisyon oranları, yoğun ve dikey mimarinin getirdiği birim alanda yüksek çevre kirliliği, tekelci zihniyetin bir sonucu olan uzak mesafe taşımacılığı şehir insanını psikolojik olarak yıpratırken, mavi gezegenimizin geleceği konusunda endişelere sevk ediyor. Ortaya çıkan sıkıntılı durum karşısında üzerine düşen görevi slogan atmak, sosyal medya paylaşımı yapmak ve belli yerlere bağışta bulunmak suretiyle yerine getirdiğini düşünen “duyarlı” vatandaşlar serotonin salgılıyorlar, mutlu oluyorlar ve bu psikolojik durumdan kurtulmaya çalışıyorlar. Peki sığırları, koyunları ve keçileri büyük et ve süt üretimi tesislerinden kurtardınız… Böcekleri kim kurtaracak? Ya balıkları veya kafesli üretim tesislerindeki yumurta tavuklarını…
Böceklerin insan gıdası olarak kullanılması için birkaç tane böcek yeterli olmayacak, milyonlarca mı? Hayır! Trilyonlarca böceğe ihtiyaç olacak ve bu böceklerin hepsi entansif olarak yetiştirilecektir. Bu yoğun yetiştirme sonucunda nelerle karşılaşacağız, henüz ciddi manada bilemiyoruz. Herhangi bir çalışmanın tüm sonuçları hesaplanmadan hizmete girmesi bize sigaranın reçete edilmesini hatırlatıyor… Hatırlarsınız, sigara, sağlıklı kalabilmek için yaklaşık 10 sene boyunca reçete edilmiştir. Çünkü elimizdeki veri bu kadardı! Ya da 1966 yılında işin uzmanı tarafından 3 aylık bebeklere süt-pirinç suyu karışımı ve daha sonraki aylarda da şeker ihtiva eden diğer ürünlerin (muhallebi vd…) verilmesi bir beslenme programı olarak sunulmuştur. Marshall yardımları ile çocuklarımıza dayatılan süt tozunu, milletimizin yeme alışkanlıklarını, gıda ve gıda üretimi uygulamalarımızı değiştiren zihniyeti unutmamak gerek!
Entansif yetiştirilen hayvan sadece sığır mı?!!! Neden sadece bu hayvana dikkat çekiliyor? Çünkü entansif yetiştirilen sığırlar havayı kirletiyor… Sanki entansif yetiştirilen balıklar suyu kirletmiyor! Balık çiftliklerinin oluşturduğu atıklar ötrofikasyona (suda canlılığın azalmasına neden olan işlemler) neden olmaktadır. Bu da ekosistemi olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Peki entansif yetiştirilecek böcekler… Böcekleri böyle beslersek bize ne gibi zararları olacağını henüz bugün bilemiyoruz. Ya onlar hem sağlığımıza hem de çevreye zarar veriyorlarsa… Diğerleri gibi “elimizdeki veri buydu” demek ile rahatlayacak mıyız?
UNUTMADAN: Aklınızda Kalması Ümidiyle! Çocuklarımızda astım semptomlarına ve alerjik reaksiyonlara neden olduğu bilimsel olarak da kanıtlanmış böcek kaynaklı gıda katkı maddesi, dişi kırmızı böceklerinden (Dactylopius coccus) elde edilen ve gıda boyası olarak kullanılan Karmin’dir. Karmin endüstriyel kırmızı ürünlerin çoğunda bulunmaktadır (çilekli sakız, kırmızı meyveli içecekler). İsterseniz paketlerin arkasında içerik kısmında E120 kodu ile kendi gözlerinizle görebilirsiniz.
KAYNAKLAR:
Imathiu S. (2020). Benefits and food safety concerns associated with consumption of edible insects. NFS Journal, 18: 1-11.
https://food.ec.europa.eu/safety/novel-food/authorisations/approval-insect-novel-food_en
TEKİNER, İ. H., DARAMA, G., ÖZATİLA, B., & YETİM, H. Beslenme ve Gıda Teknolojisi Yönünden Yenilebilir Böcekler. Academic Platform Journal of Halal Lifestyle, 4(1), 18-29.
Turan, A., Yalcintan, H., Orman, A., & Ekiz, B. (2021). Effects of gender and slaughter age on meat quality of Anatolian water buffaloes. Tropical Animal Health and Production, 53, 1-8.
Haber: Arıcılık Okulu