Brucellozis hayvancılık faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçası olan tarım toplumları ile ilişkili olarak dünya çapında üretim hayvanlarında ekonomik açıdan önemli bir hastalıktır. Hastalığın zoonotik potansiyeli insan ve hayvan sağlığı üzerinde önemli bir endişe kaynağıdır. İlk kez 1887 yılında David Bruce tarafından tanımlanmış ve onun adını almıştır. İnsanlarda izlenen erken vakalar Brucella enfeksiyonlarının tanınmasının başlangıcına işaret etmiş, hastalığın anlaşılması ve yönetilmesinin önemine ışık tutmuştur. Hastalığın dünyadaki coğrafi dağılımı enfeksiyonun yeni ve daha önce var olan bölgelerde tekrar ortaya çıkışı nedenli sürekli değişim göstermektedir. Birçok ülkede bruselloz vakaları ulusal olarak bildirimi zorunlu ve yerel sağlık makamlarına rapor edilmesi gereken bir hastalık olmasına rağmen eksik rapor edildiği için resmi rakamlar hastalığın görülme sıklığının yalnızca bir bölümünü oluşturmaktadır. Bu nedenle hastalığa bağlı oluşan ekonomik kayıplara ilişkin veriler/tahminler sınırlı olsa da kayıpların yalnızca hayvansal üretimde değil aynı zamanda halk sağlığında da olduğu bilinmektedir.
İnsanlarda Brucellozis
B. melitensis, B. suis, B. abortus ve B. canis türleri insanlarda hastalığa neden olmaktadır. Ancak bu türler arasında B. melitensis, B. suis ve B. abortus türleri kolaylıkla aerosol forma getirilebildikleri için son derece bulaşıcı hale gelmektedir. Bu nedenle ABD’de potansiyel biyolojik silahlar olarak listelenmiş, potansiyel bir biyoterörizm ve kitle imha silahıdır. Aynı zamanda hastalığın başlangıç semptomlarının influenza ile karıştırılabilmesi brucelloz salgınının tespitini zorlaştırmaktadır. Brucella bakterileri soğuk ve nemli koşullarda uzun süre canlı kalabilmelerine rağmen ısıya, iyonlaştırıcı radyasyona ve yaygın şekilde kullanılan dezenfektanlara karşı oldukça hassastır. Diğer yandan pasterizasyon işlemi sütteki bakterileri etkili bir şekilde yok edebilir. Hastalık insanlara en sık enfekte hayvan ürünlerinin pastörize edilmeden tüketilmesi (süt, peynir, krema vb.) ile bulaşmaktadır. Enfekte hayvan dokularına (yavru atıkları, atık materyalleri, doğuma müdahale) bütünlüğü bozulmuş deri ve mukozanın doğrudan temas yoluyla da bulaşma gerçekleşebilir. Özellikle çiftçiler, mezbahane çalışanları, kasaplar, çobanlar, süt sağımında ve endüstrisinde çalışan işçiler, laboratuvar personelleri, veteriner teknikyen/tekniker ve veteriner hekimler yüksek risk grubunda olup meslek hastalığı olarak kabul edilmektedir. Diğer türlere kıyasla B. melitensis’in görülme sıklığı daha fazla olmasına rağmen meslek gruplarını etkileyen türler daha çok B. abortus ve B. suis etkenleridir.
Brucellozun kuluçka süresi 1-3 hafta aralığında olmasına rağmen enfeksiyon belirtilerinin ortaya çıkışı birkaç ayı bulabilir. En yaygın semptomlar arasında 37-40 °C’ye kadar değişebilen dalgalı ateş, üşüme, halsizlik, uykusuzluk, baş ağrısı, anoreksi, kabızlık, depresyon ve sinirlilik hali bulunmaktadır. İnsan brucellozunda semptomların enfeksiyon bölgesindeki dağılımına bağlı olarak ensefalit, menenjit, spondilit, artrit, endokardit, orşit ve prostatiti de görülebilir. Bunların yanı sıra hamile kadınlarda çoğunlukla gebeliğin birinci veya ikinci trimesterinde düşüklerle karşılaşılır. Hastalığın seyrinde genellikle nedeni bilinmeyen ateşin bulunması semptomların enterik ateş, sıtma, romatizmal ateş, tüberküloz, kolesistit, tromboflebit, mantar enfeksiyonu, otoimmün hastalık ve tümörler gibi diğer hastalıklarla karıştırılabilmesine neden olur. İnsanlar arasında bulaşma nadiren meydana geldiği için enfekte bireyler çevre için herhangi bir tehdit oluşturmazlar. Ancak hastalığın hayvanlardan eradike edilerek insanlarda enfeksiyon vakalarının görülme sıklığının azalması sağlanmalıdır.
Hayvanlarda Brucellozis
Enfekte hayvanlarda çeşitli klinik belirtiler tanımlanmıştır. Sığırlarda en yaygın görülen brucella vakalarının sebebi yavru atma veya sürüde taşıyıcı olarak zayıf yavru doğumu ile karakterize B. abortus’tur. Kuluçka süresi 2 haftadan aylara kadar uzayabilir. Gebe hayvanlarda görülen en önemli semptom, gebeliğin ikinci yarısında metritis ile birlikte görülen abort vakalarıdır (ölü veya zayıf buzağıların erken veya normal doğumu). Brucella’nın neden olduğu ilk düşük olayından sonra inek genellikle normal doğum yapsa da tekrar düşük vakası da yaşanabilir. Hayvanın bir sonraki doğumunu gerçekleştirmesi brucella ile enfekte olmadığı anlamına gelmemektedir. Bakteri hayvanlarda sürekli, aralıklı veya düzensiz ateşe sebep olabilir. Aynı zamanda hayvanlarda görülen aşırı terleme ve yorgunluk hali brusella belirtisi olabilir. Enfekte hayvandan süte aktarılan bakteriler de hastalığı çok basit şekilde yenidoğana aktarır. Vertikal yolla veya kontamine süt tüketerek alan buzağılar serolojik olarak negatif kalabilir ve herhangi bir hastalık belirtisi göstermeyebilir. Brucella bakterileri gebe hayvanların uteruslarında yüksek oranda bulunurlar. Abort (düşük) durumunda atılan fötus (yavru), plesanta ve uterus akıntıları hastalığın yayılmasında ana kaynaktır. Ek olarak Brucellozisin yayılmasının en önemli nedenlerinden bir tanesi de brucella pozitif hayvanlar ile ortak su kaynaklarını paylaşan hayvanlardır. İneklerde abort (düşük) vakaları dışında zayıf yavru doğumu, endometritis, %25’e yakın süt üretiminde azalma, sütte somatik hücre sayısında artış ve fertilizasyon sorunları diğer klinik belirtilerdir. Duyarlı sürülerde abort oranı %30-80 arasında değişebilmektedir. Enfekte hayvanlarda bakterilerin %80’i meme bezleri ve lenf düğümlerine yerleşerek burada yaşam boyunca patojeni sütte salgılamaya devam eder. Diğer yandan enfekte hayvanlarla bulaşma sonucu B. suis ve B. melitensis etkenleri de görülmektedir. B. melitensis ve B. suis inek sütü ile bulaşabilen ve ciddi bir halk sağlığı tehdidine neden olmaktadır. Hastalığa maruz kalmış boğalar yaşam boyu enfeksiyon kaynağı olarak hayatlarına devam ederler.
Brucellozisin keçilerde görülen başlıca etkeni, B. melitensis’dir. Sığırlarda izlenen semptomlara benzer şekilde geç ve düşük doğum, fertilitenin (doğurganlık) azalması ve düşük süt üretimi ile karakterizedir. Koyunlarda hastalık bilinen brucelloz (B. melitensis) ve ekonomik olarak önemli olan koç epididimiti (B. ovis) diye ikiye ayrılır. Köpeklerde ise başlıca etken B. canis olmasına rağmen B. abortus, B. suis ve B. melitensis’in neden olduğu vakalar rapor edilmiştir.
Aşılama
Brucellozis, halk sağlığı açısından önemli bir zoonoz olmasının yanı sıra gebe hayvanlarda abort (düşük), süt üretiminin azalması ve infertiliteye (kısırlık) neden olduğundan gelişmekte olan ülkelerde önemli bir ekonomik etkiye sahiptir. Sığır brusellozuna karşı en yaygın kullanılan B. abortus S-19 aşısı, hayvanlarda hücrecel bağışıklık oluşmasını sağlar. Hastalığın eradikasyonu ve kontrol altına alınabilmesinin en iyi yolu, risk altındaki tüm duyarlı hayvan konakçılarının aşılanması ve pozitif hayvanların ortadan kaldırılmasıdır. Ancak aşılama kontrolü test-laboratuvar analizleri ile birlikte itlaf ve imha hususunda hükümetlerin katı bir politika izlemesi gerekmektedir.
Korunma
Brucella tedavisi ciddi komplikasyonları ve tedavisi zor olan bir hastalıktır. Bu nedenle hastalıktan korunmak için alınacak olan bazı önlemler faydalı olacaktır;
1. Kaynağı belli olmayan hayvansal ürünler kesinlikle tüketilmemelidir.
2. Et ve et ürünleri iyi pişirilmeden tüketilmemelidir.
3. Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünlerinin (peynir, krema, tereyağı, kaymak, dondurma vb.) tüketiminden kaçınılmalıdır. Pastörizasyon işlemi yapılamıyorsa mutlaka en az 80-85 C°’de bir süre ısıtılarak kaynatılmalıdır.
4. Salamura işlemi ile yapılan peynirlerin tüketilmesi için en az 3 ay süre ile beklenmesi gerekir.
5. Abort (düşük) durumunda mutlaka veteriner hekim muayenesi yaptırılmalıdır.
6. Yavru atan hayvanlar ahırdan uzaklaştırıldıktan sonra bulaşmayı engellemek için koruyucu eldiven ve kıyafet yardımı ile atık yavru, yavru zarları ve sıvıları gömülerek uzaklaştırılmalıdır.
7. Enfeksiyonun görüldüğü ahırlarda dezenfeksiyon işlemi yapılmalıdır.
8. İşletmesine yeni alınan hayvanlar için hızlı test kitleri ile brucella şüphesi araştırılmalıdır.
9. Hastalığın yayılımının engellenebilmesi için brucella tespit edilen hayvanlar kaçak yollarla kesim ve satışı yapılmamalıdır.
10. Atık vakaları ve hasta olduğu tespit edilen hayvanlar en kısa süre içinde Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı İl ve İlçe Müdürlüklerine bildirilmelidir.
11. Dişi hayvanlar brucella hastalığına karşı koruma amaçlı aşılanmalıdır.
12. Hasta hayvan ile müdahalede bulunan kişiler ateş, iştahsızlık, halsizlik, kilo kaybı ve kas ağrısı gibi şikayetler olması durumunda acilen bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.
Sonuç
Brucellozis süt üretiminde azalma, abort (düşük) ve ölü doğumlardan kaynaklanan yeni doğan buzağı kayıpları, enfekte hayvanların imha/itlaf edilmesi, dış ticaretin engellenmesi, insan gücü açısından emek kaybı, Veteriner Hekim hizmetleri ve tıbbi harcamalar, devlet bütçesinden karşılanan araştırma ve kontrol uygulama giderleri hayvan refahını ve ülke ekonomilerini olumsuz yönde etkilemektedir. Hayvanlarda görülen brucellozisin meydana getirdiği problemler esasında pratik çözümler gerektirir. Öncelikle enfekte hayvanların tespit edilebilmesi için ucuz, basit, hızlı ve spesifik testlere ihtiyaç duyulmaktadır. Birçok ülkede hastalığın eradikasyonu için kullanılan “test ve itlaf” prosedürleri, enfekte hayvanların taşınması ve satışının engellenmesine yönelik uygulanan katı ambargolar ile öldürücü bir bakteri ile enfekte olmuş hayvan ile zayıflatılmış bir bakteri ile aşılanmış hayvan arasındaki ayrımın yapılabilmesini sağlar. Sonrasında ise çiftçinin enfekte hayvanının imha-itlafından kaynaklanan kaybının uygun şekilde tazmin edilmesi hususunda gerekli hükümet desteğini alması gereklidir. Aksi takdirde bu önemli zoonozun kontrol altına alınması mümkün değildir. Ek olarak insanları riskler konusunda eğitecek bir altyapı oluşturularak bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır. Çiftçiler, firmalar, tüketiciler ve ilgili devlet yetkilileri birlikte çalışarak ülkenin şartlarına uygun ve pratik bir şekilde çözüm önerileri bulmalıdır. Bu kapsamda hastalığın eradike edilebilmesi için tüm paydaşların çözüm bulma sürecine dâhil olması gereklidir.